Gezgin

Trabzon’da Gezilecek Yerler & Yöresel Lezzetler

Yağmurlu bir Ankara sabahından herkese merhabalar.

Bugün, benden epeydir istediğiniz o yazıyı sonunda bloğuma yükleyebildim. Bunda biraz yağmurun yağması da etkili oldu tabi. Bugünkü yazımda; Trabzon merkezde gezebileceğiniz yerleri ve yerel tatları sizlerle paylaşacağım. Uzun zaman üstüne, yeniden bir gezi yazısı yayımlayabilmenin de haklı sevincini yaşıyorum.

Aslen ve doğma-büyüme Trabzonlu biri olarak, küçüklüğümden bu yana, Trabzon‘da hem günlük hayatta hem de hafta sonları nasıl ve nerede geçerdi, kolay ulaşılabilir yerleri, sahilleri ve tadabileceğiniz tatları, bu yazıda sizinle buluşturacağım.

  • Ayasofya Sahili, Beşirli Sahili, Faroz, Akçaabat Sahili ve Kaşüstü tarafı, merkezde en sık gittiğim yerlerden. Buralara gerek toplu taşıma ile gerek şahsi aracınızla, kolaylıkla merkezde ulaşım sağlayabilirsiniz. Keyifli vakit geçirmenin yanı sıra, sabah ya da akşam saatlerinde, sahilde yürüyüş-koşu yapabilir, bisiklet sürebilirsiniz. Üniversite için Trabzon’a gelen öğrenci arkadaşlarıma önerebileceğim etkinliklerin en başında, sahile gitmek gelir. Sahilde kitap okumak, akşamları kamp sandalyesi ve termosta çay-kahve eşliğinde gün batımını izlemek, müthiş huzurlu oluyor.
  • Aynı zamanda; sahilde balık-ekmek ve kumsalda piknik yapmak da tavsiyelerim arasında.
  • Beşirli sahilinde çektiğim bir fotoğraf. Kapalı, yağmurlu bir günden…
  • Faroz’dan bir fotoğraf. Burası, kimi zaman tek başına kimi zaman da, arkadaşlarımla sık sık geldiğim uğrak noktalarımdan.
  • Bu fotoğrafı da Akçaabat sahilinde çekmiştim. Akçaabat’a her gittiğimizde, mutlaka meşhur Akçaabat köftemizi yemeden dönmeyiz. Aynı zamanda; sahile inip, mutlaka elimizde bir haşlanmış mısır veya dondurma ile yol boyu sahili turlarız. Akçaabat’a gittiğinizde, muhakkak Akçaabat köftesini siz de tadın. Yanına piyaz söylemeyi de unutmayın.
  • Yukarıda sıraladığım sahillerin yanı sıra, Ayasofya’ya gittiğinizde, Ayasofya Müzesi’ni de ziyaret etmeyi unutmayın. Ayasofya; hem çocukluğumun hem de üniversite yıllarımın geçtiği yerlerden. O yüzden, bende apayrı bir yeri var. Ne zaman Ankara‘dan Trabzon’a dönsem, mutlaka ilk gittiğim yer; Ayasofya olur.
  • Yazıma devam ederken, aklıma gelmişken hemen Ganita’yı da eklemiş olayım. Yazımın ana görseli için seçtiğim fotoğraf da Ganita’da çekildi. Meydana gittiğinizde, şöyle bir deniz havası almak ve dinlenmek için Ganita’ya uğrayabilirsiniz. Birkaç ay önce bayram tatili için Trabzon’a gittiğimde, Ganita’yı çok beğendim, çok güzel yenilemişler. Ben daha çok falezlerin olduğu yeri tercih ediyorum. Orası bana eski zamanları hatırlattığı için…
  • Meydandan söz etmişken, Boztepe’yi eklememek olmaz. Meydana gittiğinizde, yine kolaylıkla ulaşım sağlayabileceğiniz yerlerden biri de; Boztepe. Boztepe’de arkadaşlarınızla birlikte semaverde çay içebilir, o temiz havayı solurken, Trabzon’un tüm güzelliğini, muhteşem manzarasını tepeden seyredebilirsiniz.
  • ve son olarak, Trabzon merkezde yapabileceğiniz aktivitelerden biri de; Atatürk Köşkü’ne çıkmak. Mustafa Kemal Atatürk, 1924 yılında Trabzon’a ilk ziyaretini gerçekleştirdiğinde, bu köşkte ağırlanmış ve çok memnun kalmıştır. Kasım 1930’da ise Trabzon’a ikinci kez gelmiş ve yine bu köşkte ağırlanmıştır. Atatürk Köşkü, 1943 yılında müzeye dönüştürülmüştür.
  • Yukarıda sizlerle, Trabzon merkezde yapabileceğiniz aktiviteleri paylaştım. Trabzon’un tarihi ve turistik yerlerini, köy, yayla ve doğal güzelliklerini, manastırlarını ve tarihi yapılarını paylaşacağım bir yazı da var aklımda. Onu da, ilerleyen zamanlarda hazırlayacağım. Yukarıda, yöresel lezzetlerden biri olan Akçaabat köftesini paylaşmıştım. Şimdi, diğer yerel lezzetlere değineceğim.
  • Yerel lezzetlerimizden biri de; Kara lahana sarması. Kara lahana; bizim orada ve diğer Karadeniz illerinde, sıklıkla tüketilen sebzelerden biri. Sarmanın yanı sıra; çorbası, yemeği, kavurması da yapılır.
  • Gelelim, diğer yerel tatlara. Kuymak; kahvaltılarımızın baş tacıdır. Mısır unu ve kendine özgü peyniriyle yapılır. Hem evde hem de dışarıda gittiğimiz kahvaltılarda, mutlaka masaya bir kuymak söylenir. Sıcak sıcak ve peyniri uzata uzata yenilir. Tabi ki Trabzon ekmeğiyle. Bunun yanı sıra; olmazsa olmaz tatlılarımızdan biri; meşhur Hamsiköy sütlacı. Normalde hiçbir güç bana sütlaç yediremez. Fakat Hamsiköy sütlacı denildiğinde, akan sular durur. Yemeklerin üzerine ya da arkadaşınızla buluştuğunuzda, tatlı yiyelim tatlı konuşalım derseniz, demli bir çay ve Hamsiköy sütlacı iyi gider. Üzerine Trabzon fındığı da lezzetini taçlandırmaya yeter de artar bile. Bizim oralarda, komposto kültürü çok yaygındır. Yine yerel tatlardan biri olan, Lifoz suyu ya da diğer adıyla Likarba kompostosu da önerilerim arasında. ve tabi, yukarıda balık-ekmekten bahsetmiştim. Sahile gittiğinizde, mutlaka mis gibi balık kokusu karşılayacak sizi. O yüzden, ben demesem bile siz mutlaka balık-ekmek yemek isteyeceksiniz.

Son olarak, buraya eklemek istediğim lezzetlerden biri de; Trabzon pidesi. Kendim hamur işi çok tüketmediğim için galerimde de pide fotoğrafı bulamadım. Ama bahsetmeden de geçmek istemedim. 🙂 Peynirli ve kıymalı pide, en meşhur pidelerimizden. İster kahvaltıda isterseniz de gün içinde aklınıza estiği bir an, Trabzon pidesi yiyebilirsiniz. Pazarları Trabzon pidesiyle kahvaltı yapardık. Bazen o günleri çok arıyorum.

Evvet, geldik bir yazının daha sonuna. Bu yazı; gerek Trabzon’a yeni gelen ve yeni yerleşenler için minik bir rehber, gurbette yaşayanlar için de özlem duygusunu tetikleyebilecek bir yazı oldu bence. 🙂 Başka bir gezi yazısında daha görüşmek dileğiyle, kendinize çok iyi bakın.

Saç boyama, saç bakımı, tanıtım yazıları, pr & marka iş birlikleri ya da aklınıza gelebilecek birçok konuda merak ettikleriniz ve danışmak istedikleriniz için bana aşağıdaki iletişim kanallarından ulaşabilirsiniz.

Mail: ebrubektasoglu@gmail.com

Facebook

Tumblr

Instagram

Ebru Bektaşoğlu

 
 
 
       

Facebook Yorumları

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir