Alexandre Dumas Fils – Kamelyalı Kadın Kitap Yorumu
İlk baskısı 1848 yılında yapılan Kamelyalı Kadın; tüm zamanların en tanınan aşk romanlarındandır.
Hukukçu Mösyö Armand Duval’in yolu bir gün kamelyalarıyla ünlenmiş Matmazel Marguerite Gautier ile kesişir ve birbirlerine ilgi duyarlar. Armand Duval, Marguerite Gautier’e aşık olur ve onu çok sever.
Başından geçen onca şeye rağmen masumiyetini kaybetmeyen Marguerite, Armand Duval sayesinde hayatında ilk defa şefkati tanıyacak, karşılık beklemeden sevmenin ve sevilmenin güzelliğini tadacaktır.
Ancak lüks ve şatafat düşkünlüğü maalesef Marguerite’in Armand Duval’e olan aşkından üstün gelir ve Marguerite, Armand Duval’i aldatır.
Kitaptan çıkardığım sonuç; gerçek aşk engel tanımaz ve statü seçmez.
Kitaptan gözüme takılan, sevdiğim alıntılar:
-Adil olan ve tek eğilmeyen Tanrı’dır.
-Aşk, çok yüce bir çocukluk!
-İnsan bilmediği bir acıyı teselli edemez.
-Duyguların hızından, yaşamın kısa olduğunu insan nasıl da fark ediyor.
-Kötü kuramları atın kafanızdan, gülmeye bakın; hayat çok güzeldir, dostum, ardından baktığınız cama göre değişir.
–Zaman ilerledikçe anılar değilse de, ilk izlenimler siliniyordu yüreğimden.
-Ben her şeyin azda olduğuna inananlardanım. Çocuk küçüktür ama büyük adam onun içindedir; beyin daracıktır ama düşünceyi içine alır; göz bir noktadan öte bir şey değildir ama fersah fersah uzamları kucaklar.
-İnsan acısını anlatarak avunur.
-Kadınlar, sevmedikleri adama hiç acımazlar. Sevdikleri adam uğruna da kendilerine hiç acımazlar.
-Bütün istekler aynı ilkeye bağlanıyordu: Genç olalım, iyi olalım, özü sözü bir, içi dışı bir ve doğru olalım, kötülük yalnızca boş bir gururdur. Özellikle de umutsuzluğa kapılmayalım.
Facebook Yorumları